Öneri: AL
Kapanış Fiyatı: 72,65 TL
Hedef Fiyat: 90,40 TL
Getiri Potansiyeli: %24,43
ASELSAN, savunma sanayindeki liderliği ve yerli-milli teknolojilerdeki öncü rolü sayesinde stratejik bir konum elde etmiş durumdadır. Güçlü sipariş birikimi ve döviz bazlı gelir yapısı, şirketin finansal istikrarını desteklerken, artan jeopolitik gerilimler ve savunma bütçelerindeki artış, özellikle “Çelik Kubbe” gibi yenilikçi ve yüksek koruma sağlayan sistemlere olan talebi artırmaktadır. ASELSAN’ın bu talepleri karşılamadaki kapasitesi ve yenilikçi teknolojileri, rekor düzeydeki yeni alınan işler ve bakiye siparişindeki büyüme ivmesini hem bugün hem de önümüzdeki dönemde destekleyebilir.
2023’te Dünya’da Savunma Harcamaları %6,8 Artış Gösterdi
Son yıllarda artan savaşlar ve ulusal sınır güvenliğine yönelik tehditler, sınır güvenliğinin kritik önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü (SIPRI) verilerine göre, savunma harcamaları Dünya’da 9 yıldır istikrarlı bir şekilde artış göstermektedir. 2023 yılında ise savunma harcamaları, bir önceki yıla kıyasla %6,8 artarak toplamda 2,4 trilyon dolara ulaştı.
2023 verilerine göre askeri harcamalarda en büyük pay, 916 milyar dolarlık bütçesiyle Amerika Birleşik Devletleri’ne ait olup, bu ülke listenin başında yer aldı. İkinci sırada ise 296 milyar dolar ile Çin bulundu. Türkiye ise 15,8 milyar dolarlık askeri harcama gerçekleştirdi ve bu rakamla dünya sıralamasında 22. sırada konumlandı.
2023 yılında NATO üyesi ülkelerin savunma harcamaları toplamda %8,3 oranında artış gösterdi. Ayrıca NATO, üye ülkeler için savunma harcamalarını Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYİH) %2 seviyesine çıkarmayı bir hedef olarak belirledi. NATO tarafından alınan bu kararın başta ASELSAN olmak üzere diğer savunma sanayi şirketlerinde de istikrarlı ve uzun vadeli bir gelire dönüşeceğini düşünüyoruz. NATO’nun bu şartının yanı sıra İsrail-Filistin ve Rusya-Ukrayna savaşı ile artan gerilimler ülkelerin kaynaklarının önemli bir kısmını 2024 yılı itibariyle savunma sanayi alanına yönlendirmesine neden oldu. 2024 yılı tahmini verilerine göre NATO’nun (İsveç Hariç) 31 adet üyesi arasında askeri gücü bulunan 30 ülkenin 8’i, %2 hedefinin altında kaldı. Bu ülkeler arasında Almanya ve İtalya gibi büyük ekonomiler de yer aldı. NATO üyesi devletler içerisinde %2’lik hedefe uyan üye ülke sayısı 2022 yılında 7 iken günümüz itibarıyla bu sayı 23’e yükseldi. Bu durum da küresel ölçekte savunma harcamalarının arttığının en somut göstergelerinden biridir.
Türkiye, Dünya’da ve NATO ülkeleri arasında savunma sanayi alanında artık oyun kurucu rolünün olması yanı sıra diğer ülkelerin savunma sanayi ihtiyaçlarını da karşılamaya başladı. Özellikle savunma sanayisine yönelik Ar-Ge yatırımları sayesinde, bu alandaki pazar payını artırdı. Türkiye’nin yenilikçi teknolojilere yaptığı yatırımlar hem yerel savunma kapasitesini güçlendirdi hem de ihracat pazarında rekabet gücüne katkı sağladı.
Küresel alanda jeopolitik gerilimler ve artan sınır tehditleri nedeniyle geçtiğimiz 9 yılda olduğu gibi gelecek yıllarda da savunma sanayinde büyümenin devam edeceğini düşünüyoruz. 2024 yılı itibarıyla NATO ülkelerinin savunma sanayi harcamalarının yeni bir yükseliş trendine başlayacağını öngörüyoruz. Türkiye’de ise savunma sanayi alanında planlanan yeni projelerde bu ivmenin 5 yıllık süreçte devam etmesini bekliyoruz. 2024 yılında savunma sanayi alanında önemli oranda dolar bazlı bir büyümenin yanı sıra 2025 yılında da bu rakam 1,608 Milyar TL (dolar bazlı büyüme ivmesi devam etti) olarak belirlendi. Belirlenen bu bütçe Türkiye’nin savunma sanayi alanında atmakta olduğu önemli adımların göstergelerinden bir tanesi olmaktadır. Ayrıca, Türkiye’de savunma ve iç güvenliğe yönelik ayrılan bütçe 2025 yılı GSYİH ile orantılandığında savunma harcamaları NATO’nun %2’lik beklentisinin üzerinde bir gerçekleşme görüleceği tahmin edilmektedir.
Avrupa Birliğinde, Fransa gibi ülkelerin dışında birçok ülkenin savunma harcamaları %2 hedefin altında kaldı. Rusya – Ukrayna savaşının gündeme gelmesi ile Avrupa’da da savunma sanayi yatırımları hız kazandı. Bu noktada geçtiğimiz haftalarda alınan bir kararla artık Avrupa Birliği savunma bütçesinin yüzde 65’lik kısmını birlik içerisinde geri kalan yüzde 35’lik kısmı ise birlik dışındaki ülkelere yönelik anlaşmalarda kullanılabilecek. Burada Türkiye’nin savunma sanayi alanında attığı önemli adımların yanı sıra önemli bir NATO müttefiki de olması gelecek dönemde savunma sanayi alanında Türkiye ile önemli yatırım anlaşmalarının sağlanabilme ihtimalini artırmaktadır.
Türkiye’nin de sınır güvenliğine yönelik projeleri de yerli savunma sanayi şirketleri açısından önemli bir etki uyandırabileceğini düşünüyoruz. Kuşkusuz bu projelerin en başında Çelik Kubbe gelmektedir. Bu konseptte en alçak irtifadan en yüksek irtifaya kadar hava savunma yapabilecek Çelik Kubbe projesinin önemli olduğunu değerlendiriyoruz. Çelik Kubbe’de ana hedef, stratejik ürün ve bileşenlerde dışa bağımlılığı azaltmayı ve kritik sistemlerin yerlilik oranını artırmaktır. Bu paralelde Türkiye’de savunma sanayi alanında faaliyet gösteren şirketlerin gelecek dönemde başta yurt içi olmak üzere dost ve müttefik ülkelere de ihraç ederek, küresel savunma sanayi pazarındaki payını artırmayı hedeflemektedir. Bu kapsamda, Asya, Afrika ve Avrupa pazarlarına yönelik stratejik iş birlikleri gelecek dönemde ön plana çıkabilir.
Sağlam Adımlar, Güçlü Ar-Ge ve Rekor Backlog
ASELSAN, savunma ve sivil teknoloji alanlarında faaliyet gösteren bir mühendislik şirketi olarak konumlanmaktadır. Şirket, savunma sanayi için radar, haberleşme, aviyonik ve elektro-optik sistemler üretirken, sivil alanda enerji, sağlık ve ulaşım teknolojileri geliştirmektedir. Bu ürünler, askeri araçlar, uçaklar, helikopterler, deniz platformları, kara araçları ve sivil altyapılar gibi çeşitli sistemlere entegre edilebilmektedir.
ASELSAN, geniş bir ürün yelpazesi sunan bir teknoloji devi olarak yaklaşık 400’ün üzerinde farklı ürün ve sistem geliştirmiştir. Bu ürünlerden biri olan Korkut Alçak İrtifa Hava Savunma Sistemi, yüksek hassasiyetle hedef takibi ve imhası yapabilmesiyle öne çıkmaktadır. Ayrıca, savaş uçaklarına düşük görünürlük özelliği katan AESA Burun Radarını Dünya’da geliştirebilen sınırlı şirketler arasında yer almaktadır. Şirket, bu ürünlerin %80’e yakın bir yerlilik oranıyla üretimini gerçekleştirmektedir. Son dönemde atılan stratejik adımlarla ASELSAN, rekor seviyede bir bakiye siparişine ulaşmıştır.
Ayrıca, ASELSAN ülkemizde yüksek katma değer üretip bunu ihracata çeviren nadir şirketler arasında yer almaktadır. Sektörün kilo başı ihracatı 65 dolar seviyesindeyken ASELSAN’ın kilo başı ihracat değeri 1.000 doların üzerindedir. Yerli ürünlerde de bu yüksek segment ürün grubunun ASELSAN teknolojileriyle donatılması, önümüzdeki dönemlerde şirketin ihracat gelirlerini doğrudan ve dolaylı olarak artırma potansiyeli taşımaktadır. Gelecekte Kaan’ın envantere dahil olması ve Çelik Kubbe gibi projelerin de etkisiyle ASELSAN’ın büyüme ivmesine katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Son dönemlerde ASELSAN’ın geliştirdiği katma değerli ürünler ile şirketin ihracattaki artış ivmesi dikkat çekmektedir. Bu paralelde ASELSAN dolaylı satışların da etkisiyle ihracat gelirlerinin %10-15 seviyesinin üzerinde seyretmektedir. Şirketin 2030 ve sonrasında yine ihracatı dolaylı ihracat ile %50 seviyesine çıkarma hedefi bulunmaktadır.
Savunma sanayisinde atılan adımların etkisiyle, Türkiye 2024 yılı itibariyle “Çelik Kubbe” projesini hayata geçirmek üzere somut adımlar atmıştır. Bu proje, kısa menzilli roket, füze ve İHA saldırılarına karşı sivil halkı ve kritik altyapıları korumayı amaçlamaktadır. Yerli teknolojilere ağırlık verilmesi, Türkiye’nin hem kendi güvenliğini sağlaması hem de bölgesel caydırıcılığını artırması açısından kritik bir rol oynamaktadır. Projenin kademeli olarak hayata geçirilmesi planlanırken, Siper ve Hisar gibi sistemlerin ASELSAN imzası taşıyan teknolojilerle donatılacak olması, şirketin finansallarına yıllara yayılan önemli bir katkı sağlayabileceğini göstermektedir.
Son yıllarda büyük bir büyüme ivmesi yakalayan ASELSAN, Defence News sıralamasında 47. basamaktan 42. basamağa yükseldi. Şirket, 2030 yılı itibariyle bu listede 30. sıraya yerleşmeyi hedeflemektedir. Defence News’e göre 30. sırada yer alan Fransa merkezli Safran’ın 4,3 milyar dolarlık hasılatı baz alınabilir. Bu hedefe giden yolda şirketin sürdürmekte olduğu Foton Dedektör, Nanoteknoloji, EO FLIR sistemleri, Savunma Sistem Teknolojileri Üretim ve Test Merkezinin yanı sıra Radar Sistem Entegrasyonu gibi yatırımların yine gelecek dönemde şirket üzerinde katma değer yaratarak yıldan yıla hasılat üzerinde pozitif bir etki uyandırabilir.
ASELSAN İçin 12 Aylık Hedef Fiyatımızı 90,40 TL Olarak Belirliyoruz
Savunma Sanayi alanına yönelik son dönemlerdeki artan talep ve ASELSAN üzerinde yapılan yeni anlaşmaların etkisi ile geleceğe yönelik beklentilerimizde yeni revizyona giderken yatırım harcamalarındaki artış eğilimini nakit akışlarına ekliyoruz. Bu paralelde 2024 ve 2025 yıllarındaki hasılat beklentimizi sırasıyla 114,1 milyar TL ve 150,6 milyar TL’ye revize ediyoruz. 2024 yılı için FAVÖK marjımızı %24 ve gelecek yıllar için %25 alıyoruz. Şirketin gelecek dönemdeki yatırımlardan alınacak kademeli katkı ve Türkiye başta olmak üzere Dünya’da savunma sanayi ekipmanlarına yönelik artan talep ile şirkette büyüme ivmesini sürdürülebilir kılmaktadır. Küresel piyasalarda benzer faaliyette bulunan şirketlerin son 4 çeyreklik ve 2025 yılı tahminlerine göre ASELSAN iskontolu işlem görmektedir. Bu paralelde Aselsan Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş. İçi 12 aylık hedef fiyatımızı 90,40 TL’ye yükselterek şirket özelinde ‘’AL’’ önerimizi koruyoruz.
Kaynak: Ahlatcı Yatırım