Haftalık Piyasa Yorumu
Piyasalarda dalgalı seyir sürüyor. Borsada görülen tepki çıkışları güç kazanmakta zorlandı. Döviz kurlarında çıkış eğilimi korunmakla birlikte kısa dönemli yatay seyir, gösterge tahvil faiz oranlarında ise yükseliş vardı. Türkiye’nin risk primi (CDS) önce düştü, sonra tekrar yükselmeye başladı. Ancak kritik seviye olan 300’ün üzerinde bulunuyor olması kayda değer bir durum. Piyasalar siyasi gelişmelerin etkisinde. Belirsizlik henüz aşılmadığı için borsada görülen toparlanma çabaları direnç seviyelerini geçmekte zorlandı ve satışla karşılaştı. Piyasaların denge bulması için siyasi tansiyonun düşmesi ve sakinlik kazanması önemli olacak. Geçen hafta borsadaki tepki yükselişinde SPK ve TCMB başta olmak üzere ekonomi yönetiminin aldığı tedbirlerin önemli payı oldu. İyi bir yönetim gösterildi. TCMB gecelik borç verme faiz oranını 200 baz puanlık artışla %46’ye yükseltmişti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yabancı yatırımcılarla geniş katılımlı bir toplantı düzenledi ve uygulanan ekonomik program konusunda kararlılık mesajı verdi. TCMB Başkanı Fatih Karahan’dan ise “Temel amacımız olan fiyat istikrarını sağlamak için sıkı para politikası duruşumuzu kararlılıkla sürdürüyoruz” açıklaması geldi. Bu çerçevede “radarlar açık, sıkı takip sürüyor, gerekenler yapılıyor, ve yapılacak” izlenimi hakim. Bunun yanı sıra; Hisse fiyatlarındaki sert düşüş ile göreceli ucuzlama ve şirketlerin kendi hisselerinde yaptıkları geri alımlar tepki çıkışını destekledi. Çok sayıda şirket ciddi alımlar yaptı. Ancak fiyatlamaya esas teşkil eden konunun siyaset olması ve ekonomi yönetiminin kontrolünün dışında kalması alınan önlemlerin etkisini sınırladı. Diğer yandan beklenti ve algılarda da bir değişim veya kırılma yaşandı. Bunun geçici bir durum olmasını umarız. Bu aşamada programın devam ettiği ve korunduğu konusunda kabul gören bir görüş var. Ancak gelişmelere bağlı olarak program hedeflerinde bir erteleme olabileceği de yine gözlenen bir durum. 19 Mart öncesinde mevcut olan, enflasyon ve faizin düşmeye devam edeceği, yerli ve yabancı yatırımcıların katılımıyla borsaya ilginin arttığı, tasarrufların güvenli ve risksiz limanlardan ayrılmaya başladığı ve tasarruf sahiplerinin mevcut konumlarını tekrar gözden geçirdiği ortam zedelendi. Defansif tavır ve güvenli limanlar tekrar öne çıktı. Ancak siyasette yaşanacak bir sakinleşme tekrar 19 Mart öncesi konuma hızla geri dönüşü sağlayabilir. Geçen hafta borsada bunu gördük. 8.872 seviyesini gören BIST100 Endeksi iki günde 9.811 seviyesine ulaştı. Borsadaki düşüşler alım fırsatı olarak görüldü ve iki günlük marj %10’u geçti. Fakat gelişmelerin seyrine bağlı olarak devamı gelmedi. Bu noktada yatırım kararları için faiz önemli bir referans. TCMB’nin faiz indirim süreci yerini duraksamaya veya yükseliş beklentilerine bıraktı. ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs, TCMB’nin 17 Nisan’daki toplantıda ya da daha öncesinde politika faizini 350 baz puan artırmasını beklediğini açıkladı. Oranı daha düşük olmakla birlikte yerli ve yabancı finans çevrelerinde benzer görüşler dillendirilmeye devam ediliyor. Faiz sadece tasarrufların değerlendirilmesi açısından değil ekonominin seyri açısından da oldukça önemli. Faizin yüksek kalması büyüme beklentilerini düşürüp törpüleyecektir. Borsa ve hisse senetleri yönünden faizin en önemli rakip ve alternatif olması ayrıca dikkate değer bir durum. İç piyasalarda artan tansiyonun yanı sıra dış borsalardaki düşüşler de bu görünüme eklendi. Özetle; Siyasetin gölgesinde ciddi düşüş yaşayan borsa, yükselen döviz kurları ve faizler ile mevcut gelişmeleri belli ölçüde fiyatlara dahil eden bir piyasa görünümü var. Piyasalar siyasette bir yumuşama gözlerse gecikmeli de olsa bayramı yaşayabilir. Ancak tansiyonun yüksek seyretmesi durumunda mevcut görünüm derinleşerek devam da edebilir. Sadece para ve sermaye piyasaları açsından değil reel ekonomi için de benzer görüşler geçerli.
3 Nisan perşembe günü açıklanacak enflasyon verisi yakından takip edilecek. Döviz kurlarında yaşanan yükselişin etkisiyle kur geçişkenliğine bağlı olarak beklentiler de yükseldi. Piyasalar Mart’ta enflasyonun (TÜFE) ortalama aylık % 2,78, yıllık % 38,54 olmasını bekliyor. Bu gerçekleşirse ilk üç aylık enflasyon toplamı %10’u geçecek. Türkiye için bir referans olarak görülen İTO İstanbul enflasyonu (perakende) %3.79 olarak açıklandı. Yıllık enflasyon tahminlerinin %25-30 bandında şekillendiğini dikkate alırsak ilk üç ayki rakamın anlamı ortaya çıkıyor. Yabancı yatırım bankaları enflasyon tahminlerini yukarı yönlü revize ettiler. Uygulanan ekonomik programın en önemli kriterlerinden biri enflasyon. Bu şartlarda TCMB faiz konusunda daha temkinli olacaktır. Enflasyon yüksek seyrini korumasına rağmen faiz indiriminin devamı zor görülürken beklentiler de değişmeye başladı.
Siyasetin etkisi altındaki borsada temkinli görünüm korunmakla birlikte dalgalı seyir sürebilir. İç gündeme son günlerde dış kaynaklı gelişmelerin de eklenmesiyle dikkatler dış piyasalarda da olacak.
Haftalık Hisse Önerileri
Kaynak: Meksa Yatırım Haftalık Bülten